Kondromalazi

Kondromalazi

Eklem kıkırdağının yumuşaması, direncini kaybetmesi sonuç olarak da bütünlüğünün bozulması anlamına gelmektedir.

40 yaş civarında diz ağrıları başlar. Üstelik diz travması geçirmemiş işinde gücünde, halı saha alışkanlığı olmayan, riskli spor yapmayan, hatta hiç spor yapmayan, ev kadını veya devlet memuru, genelde kilolu ancak normal hatta zayıf bile olabilir, postacı öğretmen gibi uzun süre ayakta duran yada bankacı, kasiyer gibi oturarak çalışan olsun yaş 40 civarına gelince dizlerde ağrılar başlar. Önceleri hafif sızlamalar, zamanla merdiven çıkma uzun yürümede ağrılar ve ileri dönemde çömelip kalkmada zorlanma ve uzun sure oturduktan sonar ilk kalkış ve 5-10 adımda şiddetli diz ağrıları olan (mesela 4-5 saatlik otobüs yolculuğundan sonra ayağa kalkarken dizde şiddetli ağrı ve harekettte zorlanma) olan kişilerdeki sorun KONDROMALAZİ dir.

Diz problemi denildiğinde hemen herkesin aklına  menisküs ve bağ yaralanmaları gelir değilmi? Evet halı sahada maç ederken diziniz döndü ve aşırı şişti ise yürüyemeyecek kadar ağrıyorsa bu yaralanmadan sonra 5-10 gün rahat yürüyemediyseniz üstelik dizinizden sıvı alınmış ve bandaj yapılmışsa, MRI da meniscus yırtığı veya bağ yaralanması saptandıysa  sorunun nedeni  menisküs ve bağ problem olabilirdir.

Ancak son zamanlarda dizlerinizce sinir edici ağrılar başladıysa. Önceleri  ikişer ikşer atlayarak çıktığınız merdivenleri görünce asansöre yöneliyorsanız. Uzun yürüyüş gezinti yaptığınız bir hafta sonu akşamında diziniz sızım sızım  sızlanıyorsa;  işte o zaman sorun diz kapağı ile diz kemikleri arasındaki eklem kıkırdağına ait yakınmalardır.

Patella nedir?  Diz kapağı kemiğidir. Latince adı bu sempatik bir isim değilmi? Birde psiforme diye bir kemik vardır; elbileğinde. Onun adı daha sempatik pisipisi kedi gibi… Neyse şimdi biz konumuza odaklanalım. Patella = diz kapağı kemiği, femur = uyluk kemiği, ki bunun alt yüzü diz eklemini oluşturur. Tibia = Kaval kemiği ki, bunun da üst kısmında menisküsler yerleşmiştir ve diz ekleminin alt yüzünü oluşturur. Alttaki şekile bakın hepsini açıkladım.

Polis, öğretmen, postacı uzun yürümekten, ev hanımları çömelip kalkmaktan, iş şartları rahat olupta iki günde bir 5-6 kilometre koşu sporu yapanlar, günde 2 AVM de uzun saatler dolaşanlar, diz kapağını  aşırı kullanırlar. Patellanın (Patella neydi? Evet diz kapağı)  altındaki femur kemiğinin kıkırdağın da  ve patellanın arka yüzündeki kıkırdakta yumuşama, yıpranma, saçaklanma ve yırtıklar oluşturarak; diz ekleminde ağrı, güçsüzlük ve şişliğe yol açabilirler. Peki, masa başı çalışanı ve sporda yapmıyor ancak benzer sorunları olan bir hastada kondromalazi olabilirmi? Evet olabilir. Eğer bu hasta aşırı kiloluysa, (normalden 20 kilo ve fazlası) o zaman, az yürüse bile, ekleme binen fazladan yük bu sorunu oluşturabilir. Yine 40 yaş civarı kondromalazi dışında Yaşi 40 civarı olmasa da sporcular ve romatizmal şikayetleri olanlarda da benzer şikayetler olabilir.

Patella alt ve üst ucundan iki adet tendon bağlıdır. Üstteki kuadriseps tendon alttaki patellar tendondur. Bu iki tendonla birlikte, patella, diz eklemini düz pozisyona (ekstansiyon) getirme görevi görür.

Vücudumuzdaki tüm eklemlerin yüzeylerini kıkırdak doku kaplar. Kıkırdak yüzey prüzsüs ve eklem sıvısı ile adeta yağlanmış gibidir ve sürtünmeyi en aza indirerek eklem hareketlerinin kolaylıkla yapılmasını sağlar.  Konumuz neydi? Evet Patelladaki sorun idi. Patellada femur kemiğinin alt yüzündeki bir olukta hareket eder. Bu eklem ağır yük altında zorlanınca ne olur? Eklem yüzünü saran kıkırdakta hasarlanma başlar. Buna bazen kireçlenme başlangıcıda denir. 40 yaş ve civarında da artık dizler 20 li 30 lu yaşlardaki gibi uzun yürüyüş koşu vs yapamaz hale gelir.

Diz kapağının hareketlerini kontrol eden kuadriseps kası  4 ana bölümden oluşur. Bu 4 parçadan bir veya birkaçı zayıflamışsa diz hareketleri sırasında diz kapağı saga veya sola doğru kayarak hareket eder. Genelliklede dışa doğru kayar. Sonuçta kıkırdağın bir kısmında daha fazla basınç ve buna bağlı aşınma ve saçaklanma olur.

Bezen anatomik olarak doğuştan diz kemiklerinde anormallik olabilir. (Mesela kemerli burun gibi) Diz ekleminde patellanın yerleştiği femur kemiği bölgesi sığ olabilir yada femur ve tibia kemikleri birbirleri arasında kamburluk veya yana kaykılma ya da sıkılmış çamaşır gibi dönme şeklinde anormal olarak konumlanmışlardır. Bu durumda da benzer sorunlar ortaya çıkar.

Kondromalaziye bağlı şikayetler nelerdir?

  • Dizde her zaman ağrı ortaya çıkmaz.
  • Bazı insanlarda hiçbir problemle karşılaşılmaz.
  • Bazıları ise, dizde yerini belirlemekte güçlük çektikleri müphem bir ağrıdan yakınırlar.
  • Her zaman görülmemekle beraber, patellanın iç tarafında ağrı ortaya çıkabilir.
  • Patello-femoral problemi olan insanlar, tipik olarak merdiven aşağı veya yokuş aşağı inerken ağrıdan yakınırlar.
  • Uzun süre dizin bükülü kaldığı durumlarda da ağrı ortaya çıkabilir.
  • Bazen dizde bir boşalma hissinden yakınılır. Bu his aslında ön çapraz bağın hasarına bağlı olur. Kondromalazide buna rastlanması ile ağrı sonucu bir refleksden dolayıdır.
  • Çömelme esnasında veya merdiven inip çıkarken çıtırdama sesi ortaya çıkabilir. . Bu ses patellanın altındaki haraplanmış ve uyluk kemiğindeki düzensiz yüzeylerin birbirlerine sürtmesinden kaynaklanır.
  • Aşırı zorlanırsa diz şişebilir; diz hareketleri kısıtlanabilir. Bunun sebebi sıklıkla dizin içinde biriken sıvıdır. Sıvı toplanması sadece patella ile ilgili problemlerde değil, dizin tüm inflamasyonlarında ortaya çıkar.
  •  

Kondromalazi tanısı nasıl koyulur?

Hastanın iyice dinlenmesi muayene edilmesi ve MRI tetkikinin yapılması ile tanı koyulur.

Diz yakınması olan hastalarda semptomlar çoğu kez aynı olduğu için, patella ile ilgili bulgu ve şikayetler diğer diz problemleri ile karışabilir. Bu durumda, MRI yapılmalıdır. MRI genellikle diz bağlarındaki veya menisküslerdeki yırtıklar gibi diz yaralanmalarında da kullanılır. MRI teknolojisindeki son gelişmeler, hekimlerin eklem kıkırdağını görmesine; böylece eklem kıkırdağında bir bozukluk olup olmadığını anlamasına olanak tanımıştır. Bu test için özel bir boya, iğne uygulaması gerekli değildir ve ağrısızdır.

 

Tanı koyuldu ağrı için ne yapılacak?

Öncelikle istirahat ve ilaçlar ile ağrı ve varsa şilik azaltılır. Soğuk uygulama ve dizlikle hareket kısıtlamada yardımcı olur.

Ağrı ve şişlik azaldığında esneklik, kuvvet, dizilim veya kas dengesi ile ilgili problemler egzersiz yapılarak düzeltilmeye çalışılmalıdır. 

EGZERSİZ, EGZERSİZ,  EGZERSİZ,EGZERSİZ !

Egzersizlere rağmen (en az 3 ay disiplinli bir şekilde yapılacak, iyileşme tamamlandıktan sonrada dozu düşürülerek uzun yıllar yapılcak !)  hala dizlerde rahatlama omaz ise o zaman gıda takviyeleri, diz içi enjeksiyonlar ve geleneksel tıp yöntemleri ile kıkırdak rejenerasyonu uyarılabilir. 

Bitkisel hayvansal gıda takviyeleri   

a.Glikozaminler

b.Yumurta kabuk kökenliler

c.Balık derisi kökenliler

Diz içi enjeksiyonlar  

a. Hyarulonik asit (horoz ibiği bu grupta)

b.PRP hastanın damarından kan alınarak uygulanır

c.Kök hücre

(Bu gruptaki tedaviler kanıta dayalı yöntemlerden fayda görmemiş olan hastalara, yada cerrahi müdahale endikasyonu olan ancak herhangi bir nedenle cerrahi müdahale yapılamayan hastalara uygulanır.)

Hacamat - Sülük ikilisi  

(Hacamat ile kontrollü yüzeysel bir hasar oluştururuz. Bu hasar vucudun savunma ve tamir mekanizmalarını bölgesel olarak aktifler. Kuadriseps ve patellar tendon lokalizasyonunda oluşturulan biokimyasal hareketlilik egzersiz benzeri etkiler oluşturmaktadır. Sülük ise aspirasyon öncesi dokuların içine salgıladığı  —(Hirudin: Antikoagülan, —Hementin:  Fibrinolitik, —Hementerin:  Fibrinolitik, —Ghilanten:  Protrombinaz İnh., —Anti-statin:Protrombinaz İnh., —Calin:  Tr. Agg. İnh., —Decorsin: Tr. Agg. İnh., —Destabilase:  F XIII İnh.)  biyokimyasallar ile lokal kan akımının debisini artırarak vucudumuzun doğal savunma ve tamir mekanizmalarının işini kolaylaştırmaktadır. Bu tip geleneksel yöntemler kanıta dayalı yöntemleri uygulanmasına rağmen şikayetleri bir türlü azalmayan hastalara veya cerrahi müdahale endikasyonu olan ancak herhangi bir nedenle cerrahi müdahale yapılamayan hastalara uygulanır.

Uygulanan bütün bu tedavi yöntemlerine rağmen tablo düzelmezse cerrahi girişim gerekebilir.

Artroskopik traşlama ile saçaklanmış kıkırdak bölgeleri düzenlenebilir.

Eğer şikayetlerin sebebi bir dizilim bozukluğu ise, lateral gevşetme adı verilen bir girişim uygulanabilir.

Eğer dizilim bozukluğu patellanın sık sık çıkmasına sebep olacak derecede ağır ise, quadriceps mekanizmasını dizilimini düzeltecek daha kapsamlı bir ameliyata gerek duyulur. Lateral gevşetmenin yanında, dizin iç tarafındaki bağların gerginleştirilmesi gerekebilir.

Hatta çok ağır durumlarda patellar tendonun yapışma yeri değiştirilir. Bu amaçla tendon bir parça kemikle beraber asıl yerinden cerrahi olarak ayrılır, daha sonra asıl yerinin yaklaşık 1,5 cm. iç tarafına tekrar bağlanır. Kemik parçasının bacak kemiğine tutturulması için vidalar veya metal zımbalar kullanılır. Patellar tendonun yapışma yerinin iç tarafa kaydırılması, patellayı da içeri doğru kaydırır.

Ameliyattan sonra istirahat yapılacakmı?

Hayır!  Rehabilitasyon cerrahi girişimden hemen sonra başlar. Eğer patellar tendonun yapışma yerinin değiştirilmesi söz konusu ise, hastanede bir veya iki gece yatılması gerekebilir. Dizin üzerine tam yük verilmeden önce kemiğin iyileşmesi gerektiğinden, rehabilitasyon daha yavaş olacaktır.